Uzman Gözünden
COVID-19 sonrası nasıl bir dönem
bekliyor?
COVID-19 sonrası nasıl bir ekonomik görünümün
bizi beklediğini doğru değerlendirmek için 2019 sonu
itibarıyla reel sektörün görünümüne bakmak önemli.
Takipteki kredi hacminde COVID-19 krizi öncesinde de
önemli artışlar görüyorduk. Örneğin, KOBİ niteliğindeki
da bu açığı parasal genişleme ile finanse edip ortaya
çıkması muhtemel bir enflasyonu da orta/uzun dönemde
azaltacak politikaları uygulayabilirler.
Gelişmekte olan ülkeler ise o kadar şanslı değil.
Maalesef bu ülkelere Türkiye de dahil. Çok basit bir
sebepten dolayı: kamu ve özel sektör borcunun hissedilir
bir oranı yabancı para cinsinden. Dolayısıyla gelişmekte
olan ülkelerin izleyecekleri genişleyici bir politika
yabancı para cinsinden olan borçların ödenmesini ya da
çevrilmesini kolaylaştırmaz, tam tersine zorlaştırır. Bu
ülkelerde artan kamu borcu ve yüksek bütçe açığı ülke
risk primini de arttırarak bu ülkenin para birimi üzerinde
bir baskı oluşturacaktır. Son dönemde ülke risk primini
iyi yansıttığını düşündüğümüz CDS primlerindeki artışın
ve özellikle kısa vadeli dış borç ya da tasarruf açığı
yönünden kırılgan ülkelerin para birimlerinin değer
kaybetmesinin temel nedeni de bu. Bu bulgular da
bize gelişmekte olan ülkelerin izleyecekleri ekonomi
politikalarının dış kaynak sorununa çözüm üretmesi
gerektiğini
hatırlatıyor.
Özellikle
merkez
bankası
rezervleri kısa vadede oluşabilecek bir ödemeler
dengesi problemini bertaraf edecek kadar güçlü değilse
bu dış kaynak problemi çözüm bulmanız gereken birinci
sorun olarak karşımıza geliyor. Bu süreçte IMF’nin ve
A.B.D. Merkez Bankası FED’in gelişmekte olan ülkelerin
bu süreçteki dış kaynak sorunlarına yönelik hızlı ve
kapsayıcı hareket ettiğini iddia etmek zor.
10