Gayrimenkul Sektörü 2020 1.Çeyrek Raporu

Welcome to interactive presentation, created with Publuu. Enjoy the reading!

Sunuş ve Değerlendirme

2018 yılında yaşadığımız kur dalgalanması ve buna bağlı

gelişmeler karşısında başta ekonomik anlamda alınan YEP

kararları ardından yapılan düzenlemeler ile dengelenme 2019

yılında önemli ölçüde sağlanmış görünmekteydi. Yıllık GSYH,

zincirlenmiş hacim endeksi olarak, 2019 yılında bir önceki yıla

göre yüzde 0,9 artmıştır. Ancak sektörel bazda bakıldığında,

finans ve sigorta faaliyetleri toplam katma değeri yüzde

7,4, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet

faaliyetleri yüzde 4,6, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 3,7 ve

tarım sektörü yüzde 3,3 artarken, inşaat sektörü yüzde 8,6,

mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri ise yüzde 1,8

azalmıştır. İnşaat sektöründe görülen bu sert düşüş 2018

yılından itibaren kendisini gösteren talep eksikliği, maliyet

artışı ve yüklenicilerin yaşadığı nakit akış sorunlarından

kaynaklanmış görülmektedir.

İnşaat sektörü cari fiyatlar ile 2019 yılında GSYH içinde

yüzde 5,4 bir paya sahip olurken gayrimenkul sektörü yüzde

6,7 oranında paya sahip olmuştur. İki sektör GSYH’nın

yüzde 12,1 oranında bir büyüklüğe ulaşmışlardır. 2020

yılının ilk çeyreği GSYH sonuçları henüz açıklanmamasına

rağmen sektördeki genel eğilimin anlaşılması açısından

satış rakamları incelendiğinde daha pozitif bir sonuç olacağı

öngörülmektedir.

İnşaat ve Gayrimenkul sektörü 2019 yılının sonunda

yakaladığı ivmeyi 2020 yılını ilk üç aylık diliminde de

sürdürmüş görünmektedir. 2019 yılı ilk çeyreği ile 2020 yılının

aynı dönemi incelendiğinde toplam konut satışlarında yüzde

3,4 oranında artış yaşanmıştır. Söz konusu dönemde ikinci

el satışlarda görülen yüzde 119 düzendeki artış pazarda yer

alan konutların talep gördüğünü işaret etmektedir. Öte yandan

arz da kendisini şartlara göre ayarlamaya devam etmiş

görünmektedir. 2019 yılı birinci çeyreği ile 2020 yılı birinci

çeyreği arasında yapı ruhsat sayısında yüzde 23,4 düzeyinde

gerileme gerçekleşmiştir. Diğer yandan gerek sektör gerek

ekonomi açısından dikkatle izlenmesi gereken önemli bir

noktada ipotekli satışlarda yaşanan gelişmedir. Aynı dönem

İnşaat ve Gayrimenkul

Sektörüne Bakış

itibarıyla ipotekli konut satışları yüzde 90 düzeyinde artış

kaydetmiştir. Bu süreç içerisinde faizlerde yaşanan düşüş

ve bunun kredi maliyetlerine etkisi ipotekli satışları oldukça

olumlu etkilemiş görünmektedir.

Sektör bileşenleri ile birlikte makro ve mikro ekonomik

şartlardan oldukça etkilenmekte olup, meydana gelecek

değişikliklerin de en fazla hissedildiği iş kollarından birisidir.

Bu nedenle ‘duyarlılığı’ ve ‘eğilimleri’ anlamak için gerek

küresel gerekse de ülkemize ait makroekonomik gelişmelerin

analiz edilmesi önemlidir. Bu bağlamda Aralık ayında Çin’de

başlayan COVID-19 salgını küresel ekonomiyi olumsuz yönde

etkilemeye başlamıştır. Ardından oldukça hızlı bir yayılım ile

tüm dünyayı etkilemiştir. Günlük hayatta yaşanan önemli

kısıtlar her sektörde olduğu gibi inşaat ve gayrimenkul sektörü

üzerinde de sınırlayıcı bir etki yaratmıştır. Salgının toplumsal

hayat, tüketici tercihleri ve diğer ekonomik değişkenler

üzerinde yaratacağı etkiler önümüzdeki dönemde ekonomik

hayatta belirleyici olacaktır.

İnşaat ve Gayrimenkul sektörü de dünyadaki bu değişimlere

bağlı olarak kendisine yol çizmek durumundadır. İnşaat

sektörü değişkenlerini çok dikkatli bir biçimde ve belli bir

vadede analiz edilmesi gerekliliği açıktır. Bu nedenle piyasanın

dinamikleri ve beklentilerinde analizler içinde düşünülmesi

gerekmektedir.

Tüm varlık fiyatlarında olduğu gibi konut fiyatları üzerinde ilk

etki, arz ve talepteki değişime bağlı olarak şekillenmektedir.

Konut fiyatlarında talebin değişimi ve yapısı arzı doğrudan

etkilemekte olup inşaat sektöründe arz değişimi talebe göre

biraz daha yavaş gerçekleşmektedir. Ancak 2001 yılından

bu yana baktığımızda gerek iç gerekse de dış pek çok şoku

yaşayan konut sektörü aktörleri oldukça elastik bir yapı

sergileyerek içinde bulunulan şartlara uyum sağlamaktadır.

İnşaat şirketlerinin giderek kurumsallaşıp, daha etkin bir

finansman yönetimi yapmaları, talep sahiplerinin taleplerinde

daha rasyonel davranmaları giderek konut ve inşaat

piyasasının etkinliğini artırmaktadır.

Konut açısından baktığımızda doğal olarak (demografik

etkenlerden kaynaklı) 750 bin adet civarında bir talep

devam etmektedir. Ancak alıcılar, beklentiler doğrultusunda

Made with Publuu - flipbook maker