Uzman Gözünden
Covid-19 Sürecinde ve Sonrasında
Dünya ve Türkiye Ekonomisi
Giderek şiddetlenen iklim problemleri, COVID-19 salgını
ve onu takip eden ekonomik durgunluk. Artık salgınları
ya da benzer felaketleri “siyah kuğu” olarak görmememiz
gereken bir döneme giriyoruz.
COVID-19 sürecini ve sonrasını daha iyi değerlendirmek
için analize 2019 senesinden başlamak gerekiyor.
Finans piyasalarının şiştiği, tarihsel olarak en düşük
seviyelerde seyreden faizlere rağmen yavaşlayan
bir küresel büyüme ile 2020 yılına girdik. 2019’da
gerçekleşen yüzde 2,9’luk bir büyüme durgunluk sınırı
olan yüzde 2,5’un sadece biraz üstünde. Ana ticaret
ortağımız Avrupa Birliği küresel krizden sonra en düşük
büyümesini 2019’da yaşadı. Özetle, dünya ekonomisi
giderek daha kırılganlaşan bir halde bu salgına
yakalandı. Tersi de beklenemezdi zaten: 2008 küresel
finans krizinden sonra ortaya saçılan paraların yapısal
problemleri çözmek bir yana daha da derinleştirdiği
bir ortam vardı. Türkiye de bunun dışında kalamadı.
Bugün çözmemiz gereken temel problem olan şirket ve
hane halkı borçlarının en sert yükseldiği dönem küresel
finansal krizden sonraki dönemdi.
Özetle, COVID-19 krizi öncesinde hane halkı ve şirket
borçlarının zaten çok yüksek olduğu ve egemen
sistemin tıkandığı bir dönemden geçtiğimizi söylemek
mümkün. Bunun önemli bir sebebinin de ücretlerin
milli gelir içindeki payının giderek düşmesi olduğunu
COVID-19: Diablo ile Tanışın
COVID-19 krizi tam bu zamanda ve bu sorunları içinden
çıkılmaz hale getirecek şekilde geldi. Dünya ekonomisi,
bilgisayar oyunlarında oyuna adını veren esas canavar
ile karşılaşmadan önce çok az canı kalan oyuncu
gibiydi. Karşımızda da esaslı bir canavar vardı. Bu
dönemi, daha önceki salgınlara neden olan virüslerden
çok daha hızlı yayılarak üretimin ana faktörü olan insanı
üretim sürecinden uzaklaştıran iki katmanlı bir arz şoku
olarak tanımlayabiliriz. İlk etapta insanların sağlığa
kavuşmasını sağlamalı, daha sonra da ortaya çıkan
iktisadi maliyeti bölüşmeliyiz. Ama bu yazıldığı kadar
kolay da değil çünkü daha krizin ilk safhasının ne kadar
süreceğini bilemiyoruz. Ortada çok farklı kriz ve krizden
çıkış senaryolarının dolaşmasının sebebi de bu. Emin
olduğumuz nokta ise bu krizin 12 yıl öncekinden daha
keskin olacağı. Goldman Sachs, JP Morgan, Morgan
Stanley ABD GSYH’sinin ilk çeyrekte yıllıklandırılmış
söyleyebiliriz. İnsanlar artan verimlilikleriyle daha fazla
üretiyorlar ama bu üretilen mal ve hizmeti tüketecek
gelirleri ücretleriyle sağlayamıyorlar. Bu yüzden de
derinleşen finans piyasaları hane halkı ve şirketlere
tüketimlerini devam ettirmeleri için daha fazla kaynak
sunup ilerideki bir borç krizini körüklüyorlar. Bir sonraki
küresel krizin bir borç krizi olarak tarihe geçeceği açık.