GYODER Gösterge -sayı 37-web

Welcome to interactive presentation, created with Publuu. Enjoy the reading!

2024/3

SAYI 37

VERİDEN BİLGİYE GAYRİMENKUL

12. Kalkınma Planı

Çerçevesinde Türkiye’de

Konut Politikaları

Gizem Esen

Ali Hepşen

İnanç Kabadayı

Ahmet Cangöz

Levent Sümer

GÖSTERGE sayı 37

Küresel Görünüm ve Türkiye Ekonomisindeki

Gelişmeler

2024 yılının ilk yarısında küresel ekonomide ağırlıklı olarak

enflasyon ve buna karşı önlemler gündeme gelmiştir.

Enflasyonu önlemek için merkez bankalarının para

politikalarını sıkı tutmaya devam ettikleri gözlenmiştir.

Ancak üçüncü çeyrek itibarıyla, büyüme ve istihdam ile ilgili

yaşanan sorunların artması, ekonomileri tedirgin etmeye

başlamıştır. Enflasyonda sağlanan kontrol, parasal gevşeme

adımlarının hayata geçirilmesi için zemin oluşturmuştur.

Dünyanın önde gelen merkez bankaları büyüme ve istihdam

ile enflasyon dengesini kurmak ve zamanında gevşemeye

geçmek için istekli görünmektedir.

Fed (ABD Merkez Bankası) uyguladığı para politikaları ile

ABD ekonomisinde “yumuşak iniş” senaryosunu hayata

geçirmiş görünmektedir. Piyasa bu yıl içinde Fed’in kısmi

bir gevşeme yapmasını da beklemektedir. Eylül ayında

yapılacak Fed toplantısında büyük olasılıkla faiz indirimine

gidilip enflasyon ve büyüme konusunda bir patika kamuoyu

ile paylaşılacaktır. Diğer yandan ABD’de Kasım ayında

yapılacak başkanlık seçimleri ve buna bağlı olası iktisat

politikalarında değişiklikler, Fed’in 2025 projeksiyonlarını

farklılaştırma potansiyeline de sahiptir. Trump'un başkan

seçilmesi durumunda yoğun bir korumacılık ve ABD içinde

vergi indirimine gidecek olması beklentisi para politikalarının

yönünü değiştirebilecektir. Özellikle 2025 yılının ilk yarısı

Fed’in uygulayacağı para politikaları açısından kritik

bir öneme sahip olacaktır. Makul bir gevşeme ile daha

alışagelmiş maliye politikalarının uygulanması durumunda

küresel sermaye akımlarının artışı ve risk iştahının yükseldiği

bir süreç yaşanabilir.

ECB (Avrupa Merkez Bankası) cephesinde ise Euro Bölgesinde

görülen büyüme sorunları ve ekonomik durgunluk ile

mücadele etmektedir. Genel ekonomik yapı içinde durgunluk

enflasyondan daha önemli bir hal almaya başlamıştır. Bu

nedenle Haziran ayında faiz indirimine gitmiş süreci takip

edeceğini ifade etmiştir. Almanya, Fransa gibi AB ekonomisinin

önemli itici gücü konumundaki ülkelerde yaşanan ekonomik

sorunlar diğer birlik ülkelerinde de görülmeye başlanmıştır.

Yılın ikinci yarısı itibarıyla ECB daha hızlı bir parasal gevşeme

politikasına yönelik mesajlar vermeye başlamıştır.

Uzakdoğu’da durum biraz daha farklı görünmektedir.

Özellikle Çin Merkez Bankası sorun yaşanan inşaat ve

gayrimenkul sektörünü desteklemek için ciddi bir çaba sarf

ederken diğer yandan alışılagelmişin altında olan büyüme

rakamlarını iyileştirmeye çalışmaktadır. Japonya da ise

son aylarda hızlı değer kaybı yaşayan para birimlerini

desteklemek ve deflasyonist eğilime girmemek için uygulanan

politikalar gözlenmektedir. BOJ'un (Japon Merkez Bankası)

para biriminin değer kaybını ve oynaklığını azaltmak için

mart ayında faiz artırımına gitmiş ardından Temmuz ayında

da benzer uygulamayı hayata geçirmiştir. BOJ’un bu tip bir

sıkılaştırma adımı artmasındaki neden ise; zayıflayan para

birimi yeni tekrar güçlendirmek ve tüketicilerin gıda ve enerji

maliyetlerini düşürmek için mali politikada normalleşme

sürecini teşvik etmek olarak açıklanmıştır.

Japon Yeni maliyetlerinin faiz artırımı nedeniyle yükselmesi

küresel ekonomide carry trade (taşıma fonlaması ticareti)

dalgalanmasına neden olmuştur. Japon Yeni cinsinden

borçlanıp diğer ülke para birimleri ve finansal varlıklarına

yatırım yapan fonların yarattığı dalgalanma dünyadaki varlık

fiyatlarını negatif etkilemiştir. Ancak BOJ’un faiz artırımına

devam edeceğine dair verdiği mesajlar küresel ekonomide bir

risk unsuru oluşturmaktadır.

Gelişmekte olan ülkelerde ise küresel enflasyonun üzerinde

seyreden fiyatlar genel seviyesi ve işsizlik gibi unsurlarla

birlikte dış kaynağa ulaşma maliyeti, ekonomiler için risk

oluşturmaya devam etmiştir. Gelişmekte olan ülkelerde

kendi içlerinde farklı ekonomi politikaları uygulayarak

hem iç hem de dış kaynaklı sorunlarını çözme uğraşısı içine

girmişlerdir. Farklılaşma uygulanan para ve enflasyonu

önleme politikalarında daha da belirginleşmiştir. Ancak

gelişmekte olan ülkelerde büyüme ve istihdam kaybı

sorunları gelişmiş ülkelere göre biraz daha öne çıkmıştır. Yılın

son çeyreğine doğru daha yoğun yaşanması beklenen parasal

gevşeme eğilimi gelişmekte olan ülkeler açısından pozitif

değerlendirilebilir. Bu yolla artacak portföy girişleri ve sıcak

para kısmı olarak bu tip ülkelerin kaynak ihtiyaçlarını daha

ucuza karşılamasını sağlayacaktır.

2024 yılının dokuz aylık bölümü geçtiğimiz seneden gelen

jeopolitik risklerin zaman zaman daha da arttığı bir süreç

olmuştur. Doğrudan ekonomik olmayan ancak önemli bir

risk unsuru olarak hemen hemen tüm iktisadi süreçleri

etkileyen jeopolitik risklerin artması da küresel görünümü

olumsuz etkilemeye devam etmiştir. Süregelen Ukrayna-

Rusya savaşı diğer yandan Ortadoğu’da yaşanan olumsuz

gelişmeler, savaşın yayılması, başta emtia fiyatları üzerinden

olmak kaydıyla, uluslararası ticareti de negatif etkileyerek

enflasyonist baskı unsuru olmaya başlamıştır. İnsani olarak

da ciddi bir olumsuzluğa işaret eden savaşlar ekonomik

olarak da pek çok faaliyeti olumsuz etkilemektedir.

İnşaat ve Gayrimenkul

Sektörüne Bakış

SUNUŞ

GÖSTERGE sayı 37

SUNUŞ

Global pek çok olumsuz gelişmeye karşın Türk ekonomisi

büyüme anlamında belli bir potansiyeli gözler önüne

sermektedir. 2023 yılı GSYH (Gayrisafi Yurt İçi Hasıla) artış

oranı yüzde 4,5 olarak beklentilerin üzerinde gerçekleşmiştir.

2024 yılı ilk çeyrek büyüme rakamı ise zincirlenmiş hacim

endeksi olarak, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5,7

düzeyinde yükselmiştir. Bir önceki çeyreğe göre ise yüze 2,4

artmıştır. GSYH 2024 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 2,5 oranında

büyümüştür. GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki

çeyreğe göre yüzde 0,1 oranında cüz’i bir artışa sahne olmuştur.

Büyüme rakamlarının makul olmasına karşın fiyatlar genel

seviyesindeki dengesizlik ve buna bağlı gelir dağılımı sorunu

devam etmektedir. Bir önceki yıl para ve maliye politikasında

yapılan değişiklikler ile “enflasyonu” önleme çalışmalarına

paralel iç talepte göreceli bir yavaşlamayla büyüme

oranlarında mutedil bir azalış yaratmıştır. Öncü büyüme ve

güven endekslerine baktığımızda yavaşlama ile ilgili sinyaller

artmıştır. Özellikle üçüncü çeyrek ve son çeyrekte büyümede

yaşanabilecek olası bir ivme kaybının bu bağlamda dikkate

alınmasında fayda bulunmaktadır.

Parasal sıkılaştırma ve talep yönlü baskılama eğilimi yavaş

yavaş ekonomide kendini göstermeye başlayarak büyüme

hızı üzerinde etkili olmuştur. Yılın ikinci yarısında büyüme

eğilimin biraz daha ivme kaybetmesi hatta son çeyrekte

sınırlı bir eksi büyüme rakamı görülmesi beklenebilir. Olası

bu gelişmelere rağmen yılı yüzde 3,5 (Orta Vadeli Plana

Göre) gibi artı bir büyüme hızı da sene sonu tahminlerinde

yer almaktadır.

Yukarıdaki şartlar ışını altında küresel büyüme rakamlarının

eğilimi genel olarak önemli bir karar alma aracı olarak 2024

yılının geri kalan kısmına ışık tutabilir.

IMF (Uluslararası Para Fonu) tarafından yayınlanan

(Temmuz-2024 Dünya Ekonomik Görünüm Raporu: Küresel

Ekonomi Zor Bir Durumda)1 raporunda Türkiye ekonomisine

ilişkin büyüme beklentilerinde bu yıl yüzde 3,6 ve gelecek yıl

yüzde 2,7 olarak ifade edilmiştir.

IMF Nisan ayındaki tahminlerinde Türkiye ekonomisinin

2024'te yüzde 3,1 ve 2025'te yüzde 3,2 büyümesini

öngörmüştü. Raporda küresel ekonominin Nisan ayında

yapılan tahminlerle uyumlu olarak 2024'te yüzde 3,2

büyümesi beklendiği belirtilmiştir.

IMF'nin raporunda, küresel ekonominin gelecek yıl ise yüzde

3,3 büyümesinin tahmin edildiği aktarıldı. Fon'un Nisan

ayındaki tahminlerinde, küresel ekonominin 2025'te yüzde 3,2

büyümesi öngörülmüştü.

Raporda küresel ekonomik durum ile ilgili şu tespitlere yer

verilmiştir;

I Hizmet enflasyonunun, dezenflasyondaki ilerlemeyi

geciktirdiği ve bunun da para politikasının normalleşmesini

zorlaştırdığı,

I Enflasyona yönelik yukarı yönlü risklerin ve artan ticari

gerilimler ile politika belirsizliği bağlamında faiz oranlarının

daha uzun süre yüksek kalması ihtimalinin arttığı,

I Bu riskleri yönetmek ve büyümeyi korumak için politika

bileşiminin fiyat istikrarını sağlayacak ve azalan faktörel

sabrı yenileyecek şekilde dikkatli bir şekilde sıralanması

gerektiği vurgulandı.

Küresel olarak ekonomik yapının “enflasyon” ve

“dezenflasyonist” süreci yürütme zorluğu devam ederken

olası bir “siyah kuğu” gelişmesine karşı da çok hassas

olacağı unutulmamalıdır. Ülkemizde, enflasyonun yüksek

seyri devam etmesine karşın Mayıs ayı itibarıyla TÜFE’nin

gördüğü yüzde 75,45’lik enflasyon tepe noktası olarak

değerlendirilebilir. Ağustos 2024 enflasyonu geçen yılın

aynı dönemine göre yüzde 51,97, aylık olarak ise yüzde

2,47 düzeyinde artış kaydetmiştir. 2023 yılı Temmuz ve

Ağustos aylarında açıklanan yüzde 9’un üstündeki enflasyon

rakamlarının yarattığı baz etkisi ile para politikasının

gecikmeli reaksiyonun hayata geçmesi, Mayıs 2024 dönemine

göre enflasyonu 22,48 puan aşağıya çekmiştir. Orta Vadeli

Plan'da yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 41,5 açıklanmıştır.

Dünyada olduğu gibi hizmet enflasyonu katılığı ülkemizde de

devam etmektedir. Küresel fiyat artışlarından farklılaşan bir

nokta ise temel gıda fiyatlarındaki artışın ülkemizde devam

ediyor olmasıdır.

Enflasyonun yüksek süregelmesi hem maliyetleri hem de

tüketici davranışlarını etkilemektedir. Enflasyon beklentileri

nedeniyle talebin öne çekilmesi bazı sektörlerde önemli

bir canlılık yaratıysa da bu talebin sürdürülebilir olmadığı

görülmeye başlanmıştır. Kredi ve fon bulma maliyetlerinin

de yukarı çıkıyor olması ekonomik aktivite de yavaşlamayı

getirebilecektir. Parasal ve mali sıkılaştırma sürecinin

de devam edeceği beklentisi de ekonomide soğumaya

işaret etmektedir. Sözü edilen soğumanın dozuna göre

para politikasında yumuşamaya gidilme potansiyeli de

bulunmaktadır.

TCMB Ağustos 2024 ayında yaptığı Para Kurulu toplantısında

politika faizini yüzde 50 oranında sabit tutmuş, gerek para

politikası metninde gerekse yaptığı sözlü yönlendirmede sıkı

duruşun devam edeceğini, önceliğin fiyat istikrarını sağlamak

olduğunu net bir şekilde vurgulamıştır. Para politikasının

yanında maliye politikalarının da enflasyon ile mücadele için

kullanılacağı sıklıkla dile getirilmeye başlanmıştır.

Gayrimenkul Piyasasındaki Gelişmeler

Türkiye de inşaat ve gayrimenkul sektörünün en önemli

göstergelerden birisi olan “konut satış” rakamlarına

baktığımızda ise durum şöyledir; 2023 yılı itibarıyla, toplam

1 milyon 225 bin adet konut satılmıştır. Bu da bir önceki

yıla göre satışlarda yüzde 17,5 düzeyinde bir düşüşü işaret

etmektedir.

Ocak-Temmuz 2024 itibarıyla toplam konut satışları 671.162

adet olarak gerçekleşirken bir önceki yılın aynı dönemine

göre yüze 0,5 düzeyinde cüz’i bir gerilemeyi işaret etmektedir.

Aynı dönemde gerçekleşen ipotekli satışlar 62,911 adet

olmuş bu rakamda bir önceki yılın aynı dönemine göre yüze

53,8’lik keskin bir düşüşü işaret etmiştir. İpotekli satışlardaki

azalmanın konut kredi faizlerinde ve konut fiyatlarındaki

artışın etkisiyle meydana geldiği görülmektedir. İlk el

satışlarda da 2024 yılı Ocak-Temmuz döneminde yılında bir

önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,6’lık bir yükselişle

214,108 adet düzeyinde gerçekleşmiştir. Birinci el konut

satışlarında yapılan kampanyaların etkisi ve azalan birinci

el konut üretiminin bazı tüketiciler üzerindeki alım yapma

isteğini etkilediği düşünülebilir.

Yabancılara yapılan konut satışları yavaşlamıştır. 2024

Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 16,1

azalarak 2,350 adet olmuştur. Temmuz ayında toplam konut

satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı

yüzde 1,8 olarak gerçekleşmiştir. Yabancılara yapılan konut

satışlarında ilk sırayı 878 konut satışı ile Antalya alırken,

Antalya’yı sırasıyla 752 konut satışı ile İstanbul ve 218 konut

satışı ile Mersin izlemiştir.

Özellikle 2022 ve 2023 ilk yarısı itibarıyla, talebin güçlü

olmasının yanı sıra enflasyonist eğilimden kaçış çabasıyla

konut fiyatlarında kayda değer bir yükseliş yaşanmıştır.

Ancak bu artış eğiliminde 2023 yılı ikinci yarısından itibaren

yavaşlama başlamıştır. 2021 yılından itibaren uygulanan

düşük faiz politikası diğer pek çok varlıkta olduğu gibi

konut fiyatlarında da köpüklerin oluşmasına ve hızlı fiyat

hareketlerine neden olmuştur. Başta para politikası olmak

üzere daha bilindik yöntemlerin uygulanmaya başlaması ile

‘varlık balonları’ sönümlenmeye başlamış olup özellikle reel

anlamda kayıplar belirginleşmiştir.

TCMB tarafından açıklanan Konut Fiyat Endeksi, 2024

Temmuz ayı verilerinde; bir önceki yılın aynı ayına göre

nominal olarak yüzde 0,9 oranında artarken, reel olarak ise

yüzde 38,7 oranında azalmıştır2. Konut fiyatları reel olarak

değer kaybetmeyi sürdürmektedir.

İnşaat ve gayrimenkul sektörü ile ilgili özet olarak aşağıdaki

ifadelere yer verilebilir:

I Para Politikasında Ortodoks yaklaşımların benimsenmesi

varlıklarda “balonların” sönümlenmesine neden olmaya

başlamış, reel olarak konut fiyatlarındaki gerileme

belirginleşmiştir. Bu eğilimin yüksek mevduat faizleri

etkisiyle 2024 yılı boyunca sürmesi beklenebilir.

I Alım gücünün düşmesi ve gelir dağılımın orta kesim

aleyhine bozulması, talebin ana yapısını oluşturan bu

kesimde gayrimenkul alımını önemli ölçüde azaltmıştır.

I İnşaat maliyet endeksi (Haziran-2024) TÜİK verilerine göre

yıllık olarak yüzde 66,12 artmıştır. Endeksin alt kırılımlarına

baktığımızda ise aynı dönemde malzeme fiyatları yüzde

51,55, işçilik maliyetleri de yüzde 105 yükselmiştir. Söz

konusu maliyet artışları yeni konut fiyatları başta olmak

üzere tüm inşaat sektöründeki fiyatları yukarı çeken bir

etmen olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak talep yapısında

görülen değişiklik, konut satışlarında maliyetlerin etkisini

azaltmaya başlamış, yüklenici kar marjlarında önemli

düşüşler gözlemlenmiştir. Enflasyondaki gerileme eğilimi de

önümüzdeki dönemde inşaat maliyetlerinde etkisi görülecek

bir değişkendir.

I Yaşadığımız deprem felaketinin yaralarının sarılması

amacıyla inşaat sektörü ve bileşenleri çalışmalarını

sürdürmekte olup, önümüzdeki 3-4 yıllık süreçte bu

bölgelerin yeniden imarı sektör içinde izlenmesi gereken bir

değişken olarak karşımıza çıkmaktadır.

I Yabancı talebinde azalma eğilimi sürmektedir. Aslında bu

süreç 2022 yılında görülen fazla talebin normale dönmesi

ve dengelenmesi olarak da düşünülebilir. Diğer yandan

TL’nin diğer para birimleri karşısında göreceli olarak değerli

seyretmesi yabancılar açısından alımı sınırlayan bir etken

olarak değerlendirilebilir.

I Taşınmaz konusunda diğer önemli bir eğilim de Türk

vatandaşlarının yurt dışından taşınmaz edinimlerinin

artmasıdır. TÜİK verilerine göre, 2020 yılında Türk

vatandaşları yurt dışından 35 bin 184 adet konut satın alırken,

2021 yılında bu sayı 45 bin 789 adet olarak gerçekleşmiştir.

I İnşaat ve gayrimenkul sektöründe arz ve talebin

dengelenmesi diğer makro ekonomik değişkenlerle de

ilgili olup (faiz, enflasyon, risk primi) söz konusu genel

dengelenme sağlandığında daha sağlıklı bir yapıya kavuşma

ihtimali artacaktır.

I Ülkemizde taşınmazların menkul kıymet haline

getirilmesinin özendirilmesi yeni menkul kıymet tesisi için

yasal alt yapının hazırlanması hayati önem taşımaktadır.

Klasik bankacık yaklaşımı ile uzun süredir kendisini finanse

etmeye çalışan üretici ve tüketicilerin bu süreci ekonomik

dalgalanmalardan etkilenmeden yürütmesi gereklidir. Bu

amaçla hem kamu hem özel sektör ortaklığında Gayrimenkul

ve Konut Bankası kurulmasına ihtiyaç bulunmaktadır.

I Sermaye piyasalarında gayrimenkule dayalı menkul kıymet

ve hakların daha etkin arz edilip uygun Pazar koşullarında

alışverişinin yapılabilmesi içinde BİST bünyesinde özel

piyasalar kurulması yerinde olacaktır.

I Sektör ile ilgili vergi düzenlemeleri konusunda da

sahanın taleplerini göz önüne alacak yaklaşımlara gereken

hassasiyetin gösterilmesi ekonominin tümü için daha pozitif

bir etki yaratacaktır. Sektörün gerek istihdam yaratma

etkisi gerekse diğer sektörler üzerindeki çarpan fonksiyonu

mutlaka dikkate alınmalıdır.

I Hem inşaat hem de gayrimenkul sektörünün kendi

dinamikleri çerçevesinde kurumsallaşması, risk ve finansal

yönetime ağırlık vermesi de çok yerinde olacaktır.

GYODER Eğitim, Yayınlar ve Bilgi Üretimi Komitesi

1 https://www.imf.org/external/datamapper/datasets/WEO

2 https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TR/TCMB+TR/Main+Menu/Istatistikler/Reel+Sektor+Istatistikleri/

Konut+Fiyat+Endeksi/

SUNUŞ

GÖSTERGE sayı 37

GYODER GÖSTERGE

TÜRKİYE GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ RAPORU

SONBAHAR 2024 / SAYI 37

GYODER Adına İmtiyaz Sahibi

Neşecan Çekici, GYODER Yönetim Kurulu Başkanı

Yayın Danışmanı

Prof. Dr. Ali Hepşen, İstanbul Üniversitesi İşletme Fak.

Finans Anabilim Dalı Öğr. Üyesi

Yayın Yönetmeni

Kuyaş Örs

Editör

Raci Gökçehan Soner, Net Kurumsal Gayrimenkul Değerleme ve

Danışmanlık, Yönetim Kurulu Üyesi

Redaksiyon

Çiçek Öztek

Kurumsal İletı̇ şı̇ m ve Verı̇ Koordı̇ nasyonu

Yasin Özcan

Grafik Tasarım

Aslıhan Özgen

Kapak Konsept Tasarımı

Emre Çıkınoğlu

Yayın Kurulu

Prof. Dr. Ali Hepşen, İstanbul Üniversitesi

Cansel Yazıcı, Eva Gayrimenkul Değerleme

Dr. Levent Sümer, SMR Strategy

Neşecan Çekici, GYODER Yönetim Kurulu Başkanı

Raci Gökçehan Soner, Net Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık

Doç. Dr. Serhat Başdoğan, Yıldız Teknik Üniversitesi

İçerı̇ k Sağlayan Kurumlar

Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneği

Cushman & Wakefield | TR International

Dalfin Finansal ve Kurumsal Çözümler

Endeksa

Epos Gayrimenkul Danışmanlık ve Değerleme

EVA Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık

Garanti BBVA Mortgage

İTÜ Çevre ve Şehircilik UYG-AR Merkezi

Kamuyu Aydınlatma Platformu

KPMG Merkezi Kayıt Kuruluşu

Merkezi Kayıt Kuruluşu

Mintlab

Servotel Corporation

SMR STRATEGY Strateji, Yönetim, Araştırma

TSKB Gayrimenkul Değerleme

Value Solution Partners

YAYIN SPONSORU

GYODER Gösterge bir GYODER Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği yayınıdır.

Tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.

© 2024 Tüm hakları saklıdır.

Yasal Uyarı: GYODER Gösterge Raporu, gayrimenkul sektörüyle ilgili tüm

kesimleri bilgilendirmek amacıyla hazırlanmıştır. Tüm veriler, GYODER

Eğitim, Yayınlar ve Bilgi Üretimi Komitesi tarafından güvenilir olduğuna

inanılan kaynaklardan alınmıştır. Burada yer alan fiyatlar, veriler ve

bilgilerin tam ve doğru olduğu garanti edilemez. Rapor, herhangi bir yatırım

kararı için temel oluşturma amacı taşımaz. Bu kaynakların kullanılması

nedeni ile ortaya çıkabilecek hatalardan GYODER ve rapora katkı sağlayan

kurumlar sorumlu değildir. Rapor içeriği, haber verilmeksizin değiştirilebilir.

SUNUŞ

GÖSTERGE sayı 37

SUNUŞ

6- GYODER'DEN

10- UZMAN GÖZÜNDEN

10- Barınma Krizi, Fatih Keresteci

11- Gayrimenkul Sektöründe

Karbonsuzlaşma ve Sürdürülebilirlikte

Güncel Gelişmeler, Dr. Emre Ilıcalı

14- Yeni Sistemde GYO/GYF Vergilemesi,

Ersun Bayraktaroğlu

18- ÇEYREĞE ÖZEL

12. Kalkınma Planı Çerçevesinde Türkiye'de

Konut Politikaları, Ahmet Cangöz, Prof. Dr.

Ali Hepşen (Moderatör), Gizem Esen, İnanç

Kabadayı, Dr. Levent Sümer

30- VERİLERLE: ÇARPAN ETKİSİ

32- MAKRO GÖSTERGELER

I Harcamalar Yöntemiyle Cari Fiyatlarla

Gayri Safi Yurtiçi Hasıla

I Yıllık Enflasyon

I Döviz Kuru

I 15+ Yaş İşsizlik Aylık Ortalama

I 15+ Yaş İşsizlik Yıllık Ortalama

I Beklenti ve Güven Endeksleri

I Piyasa Katılımcıları Enflasyon Beklentisi

34- YATIRIM ORTAMI

I Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri

Oranları

I Doğrudan Yabancı Yatırım

35- İNŞAAT SEKTÖRÜ

I Üretim Yöntemiyle İnşaat Sektörünün

Cari Fiyatlarla GSYH’dan Aldığı Pay

I GSYH İçindeki Pay

I Çeyrek Bazda GSYH İçindeki Pay

I Çeyrek Bazda Büyüme

I İnşaat Sektörü - Milli Gelir Büyüme

Rakamları Karşılaştırması

36- VERİLERLE: KONUT

38- KONUT ÜRETİMİ

I Yapı İzin İstatistikleri ve Değişim

Oranları; Yüzölçümü

I Yapı İzin İstatistikleri ve Değişim

Oranları; Yapı Adedi Daire Sayısı

I İnşaat Maliyet Endeksi; Bir Önceki Yıla

Göre Değişim

I İnşaat Maliyet Endeksi; Maliyet

Gruplarına Göre Değişim

39- KONUT ENDEKSLERİ

I Endeksa GYODER Türkiye Konut Satış

Fiyat Endeksi

I Endeksa GYODER Türkiye Konut Kira

Değer Endeksi

I Endeksa GYODER Satılık/Kiralık Konut

Pazarlama Süresi

I Endeksa GYODER Türkiye Konut Yatırımı

Geri Dönüş Süresi

40- KONUT SATIŞLARI

I Çeyrek Bazda Konut Satışı

I Aylık Konut Satışı

I Aylık İpotekli Konut Satış Oranı

I Yabancılara Yapılan Konut Satışları

I Gayrimenkul Almayı Tercih Eden İlk

10 Ülke

I Yabancılar Tarafından Tercih Edilen İlk

10 Şehir

42- KONUT KREDİLERİ

I Kullandırılan Konut Kredisi

I Konut Kredisi Faiz Oranları

I Konut Kredisi; Toplam Bireysel Krediler

Karşılaştırması

I Bankalara Göre Konut Kredisi Dağılımı

I Konut Kredisi Stoku ve Takipteki Krediler

I En Fazla Konut Kredisi Kullanılan İlk 10 İl

44- VERİLERLE: TİCARİ GAYRİMENKUL

47- İSTANBUL’DA OFİS

I Bölgelere Göre İstanbul Ofis Pazarı

I Kiralama İşlemleri

48- ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ

I AVM Perakende Ciro Endeksi

I Ziyaret Sayısı Endeksi

I Yıllara Göre AVM Sayısı ve Toplam

Kiralanabilir Alan

I 2Ç 2024 - İllere Göre AVM Yoğunluğu

I Ç3 2024 - Mevcut Durum

I Ç3 2024 - Yeni AVM Arzı

I Ç3 2024 - Yoğunluk

50- TURİSTİK İŞLETMELER

I Toplam Yabancı Ziyaretçi Sayısı

I İşletme ve Yatırım Belgeli Tesis Sayısı

I Toplam Turist ve Harcamalar

I Beş Büyük Şehir Otel Doluluk Oranı

I Türkiye-İstanbul Otel Doluluk Oranı

I Yıllara Göre Gerçekleşen Oda Fiyatları

52- TİCARİ GAYRİMENKUL FİYAT ENDEKSİ

I Ticari Gayrimenkulde Öne Çıkan İller

I Endeksa Ticari Gayrimenkul Fiyat Endeksi

53- LOJİSTİK DEPOLAR

I Lojistik Toplam Stok; A, B, C Sınıfı

I Ticari Kullanım Amaçlı Lojistik Stok; A, B,

C Sınıfı

I Toplam Kiralama İşlemleri

I Boşluk Oranları

54- VERİLERLE: GAYRİMENKUL YATIRIM

FONLARI

I Gayrimenkul Yatırım Fonu Pazarı Toplam

Büyüklüğü

I Portföy Yönetim Şirketlerinin Yönettiği

Gayrimenkul Yatırım Fonlarının Hacimlerine

Göre Pazar Payları ve Büyüklükleri

I Gayrimenkul Yatırım Fonları

60- VERİLERLE: GAYRİMENKUL YATIRIM

ORTAKLIKLARI

I BIST GYO Endeks Performansı

I BIST GYO Endeks Performansı

I Borsa İstanbul’da İşlem Gören GYO Sayısı

I Halka Açıklık Oranı

I Fiili Dolaşım

I Yabancı İşlemleri - Net Giriş Çıkışlar

I Piyasa Değerleri

I Piyasa Değerleri

I İşlem Hacimleri

I Uyruk Bazında İşlem Hacmi Dağılımı

I Uyruk Bazında Yatırımcı Sayıları

I Uyruk Bazında Halka Açık Kısmın Piyasa

Değerleri

I Uyruk Bazında Halka Açık Kısmın Piyasa

Değerleri Oranları

I Halka Açık Kısmın Piyasa Değerlerine

Göre Kurumsal - Bireysel, Yerli - Yabancı

Yatırım Dağılımı

I Dağıtılan Nakit ve Bedelsiz Temettü

Tutarları

I Yatırımcıların Adreslerine Göre İlk 10 Ülke

I GYO’ların Aktif Toplamı Gelişimi

I GYO’ların Sermaye Gelişimi

I GYO’ların Özkaynak Gelişimi

I GYO’ların Dönem Kârı Gelişimi

I GYO’ların Özkaynak Karlılığı Oranı

I GYO’ların Aktif Kârlılığı Oranı

I GYO’ların Borçluluk Rasyosu Gelişimi

I GYO'ların Özkaynak Rasyosu Gelişimi

I GYO’ların Fiyat/Kazanç Oranı

İÇİNDEKİLER

GÖSTERGE sayı 37

GYODER’DEN

Gayrimenkul sektöründe kadın liderlerin gücünü artırmayı

hedefliyoruz. GYODER çatısı altında faaliyetlerini sürdürecek

olan GKL (Gayrimenkulde Kadın Liderler) platformu,

sektörde çeşitliliği artırmayı ve daha büyük projelere imza

atmayı amaçlıyor. Bu anlayışla, kadınların liderlik rollerini

güçlendirme vizyonumuzu, 4T Prensipleri kapsamında

‘Toplum’ hedefimizle uyumlu hale getiriyoruz.

Kamuoyu ile paylaştığımız GYODER – GKL iş birliği

bilgilendirme notunda GYODER Başkanı Neşecan Çekici'nin

vurguladığı gibi: "Kadınların liderlik ettiği projelerin

sektöre ve topluma katkısı büyük. Yeni dönemde GKL ile

birlikte üniversitelerle ortak projeler geliştirerek kadın

profesyonellerin kariyer gelişimlerine destek olmayı

planlıyoruz. Ayrıca, mentorluk projelerimizle kadın

liderlerin genç yeteneklere rehberlik etmesini sağlayacağız“.

Gayrimenkulde Kadın

Liderler GYODER Çatısı

Altında

Gayrimenkul sektörünün çatı kuruluşu olarak, fikri

altyapısını 2023 yılında attığımız ve 6 Şubat depremi

sonrasında sektörümüzün en önemli problemlerinden

biri haline gelen ‘iş gücü’ sorununu mercek altına almak

amacıyla, 2024 yılı başında, Bahçeşehir Üniversitesi

Ekonomik ve Toplumsal Araştırma Merkezi (BETAM) ile

inşaat sektörüne ilişkin ülke genelinde saha analizlerini de

kapsayan bir çalışma başlatılmıştı.

“İnşaat Sektörü ve İş Gücü Dinamikleri: Türkiye 2024” başlığı

ile yayımlanacak raporda, inşaat sektörünün GSYH’deki yeri,

istihdama katkısı ve konut segmentindeki gelişmeler analiz

edilirken, saha çalışmalarımızla 12 bin kişilik anket ve 100

derinlemesine görüşme gerçekleştirildi. Sektördeki iş gücü

maliyetlerinin, iş gücü hareketliliğinin ve geleceğe yönelik

senaryoların değerlendirildiği bu özel çalışmanın hedefleri

ve elde edilen sonuçlar ilk kez 19. GYODER Gayrimenkul

Zirvesi'nde özel bir oturumla katılımcılara aktarıldı.

İnşaat Sektöründe

İş Gücü Sorunu

GYODER olarak son yıllarda hızla yayılan ve temelinde iklim

değişikliği, toplumsal adalet ve yönetişimin ön plana çıktığı

ESG standartlarını yakından takip ediyoruz. Gayrimenkul

sektörünü bu standartlarla tanıştırmayı ve uluslararası uyum

sürecini hızlandırmayı hedefleyen 4T Sertifikası projemizle,

ESG kriterlerini Tabiat, Toplum, Tasarım ve Teknoloji

başlıkları altında ele almayı planladık.

Bu sertifikayı öncelikle sektörümüzün ana oyuncuları olan

geliştiricilere, yatırımcılara ve inşaat firmalarına sunmayı

hedeflemekteyiz. Uzun vadede ise üretilen projelerin çevresel

etkilerini azaltmayı, yaşam kalitesini artırmayı ve tasarım

ile teknolojinin olanaklarından daha etkin faydalanılmasını

sağlamak önceliğimiz olacak.

Sertifika sürecimizin ilk aşamasında PwC Türkiye ile birlikte

soru setini geliştirildi. Bu taslak çalışmayı pilot firmalarla

yürütmekteyiz. Sürecin ikinci aşamasında ise pilot firmalara

ve sertifika başvurusu yapan diğer firmalara soru setlerimizi

ileteceğiz. Sürdürülebilirlik Yol Haritası doğrultusunda 4T

sertifikası ile sektöre katkı sunmaya kararlıyız.

GYODER 4T Sertifikası

- Dijital İzlenebilirlik ve Düşük

Karbon Teknolojilerine Yatırım

- Operasyonel Verimlilik

- Malzeme Seçimi ve

Satın Alma Kriterleri

- Yapı Geliştirme Uygulamaları

- İklim Değişikliği

- Kirlilik

- Su ve Atık Su

- Biyoçeşitlilik

- Atık

- İstihdam ve Çalışma Koşulları

- Çeşitlilik, Kapsayıcılık ve Eşitlik

- Şefafık ve Hesap Verebilirlik

T E K N O L O J İ

TA S A R I M

TA B İ AT

T O P L U M

GÖSTERGE sayı 37

GYODER’DEN

GYODER olarak, Türkiye’de işletmecilik alanında ilk kez

üniversite-iş hayatı iş birliğini gerçekleştiren, ülkemizin en

köklü kamu kuruluşlarına ve özel şirketlerine çok sayıda

eğitim ve danışmanlık hizmeti sunarak projeler geliştiren

İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsü ile

9 Ekim 2024 tarihinde önemli bir iş birliğine imza attık.

İki köklü kurum arasında yapılan protokol çerçevesinde

eğitim, araştırma, profesyonel gelişim ve diğer akademik

faaliyetler alanında iş birliği yapılmasının genel ilkeleri ve

çerçevesi belirlendi. Bu iş birliği, her iki kurumun bilgi ve

deneyim paylaşımını teşvik ederek akademik ve profesyonel

gelişimine katkı sağlamayı hedefliyor. Bu amaçla ortak eğitim

programları, seminerler, atölye çalışmaları ve uzmanlık

kursları düzenlenecek; özellikle gayrimenkul finansmanı,

gayrimenkul geliştirme, gayrimenkul yönetimi, tesis

yönetimi, inşaat muhasebesi, sürdürülebilirlik, kurumsal

yönetim, gayrimenkul okuryazarlığı, kentsel dönüşüm ve

değerleme gibi gayrimenkul ve inşaat sektörünün konuları

önceliklendirilerek Eğitim Akademisi kurulacak.

Sektörün öncü platformu olarak,

her geçen gün artan üyelerimizle

güçlenerek büyümeye devam ediyoruz.

2024’ün ilk on ayında aramıza yeni

katılan 53 üyemize teşekkür ederiz.

I XRE PROJE ARSA

I FONERİA PYŞ

I GEN TEMİZER AVUKATLIK

ORTAKLIĞI

I İMAR İSTANBUL

I SMARTOFFICE

I PİRŞEN DÖNMEZ AVUKATLIK

ORTAKLIĞI

I GST DANIŞMANLIK

I SEN GRUP

I KURAN HUKUK DANIŞMANLIK

I ENVOY GY

I INVEO PYŞ

I ÇÖKMEZ İNŞAAT

I Dr. Ömür Kaya

I BU PROJE

I CADDE EMLAK HİZMETLERİ

I BİRSEN GRUP

I KARMOD PREFABRİK

I HİLAL DEMİR EMLAK

DANIŞMANLIĞI

I KOÇ AVUKATLIK BÜROSU

I NEO PYŞ

I KORAY SİGORTA

I Prof. Dr. Ender Güler

I PER INVEST

I KONUT MÜŞAVİRLİK EMLAK

I ULUSOY İNŞAAT

I VİEW YAPI

I Dr. Murat Berberoğlu

I IPD MİMARLIK

I DODO YEŞİL BİNA

I ABCOO DANIŞMANLIK

I HORWATH HTL TÜRKİYE

I NUROL PYŞ

I ARTEA İLERİ YAPI TEKNOLOJİLERİ

I VERA GAYRİMENKUL DEĞERLEME

I LUXERA GYO

I ROTA PYŞ

I ORKENT İNŞAAT

I FENERCİOĞLU GAYRİMENKUL

I COLDWELL BANKER EVEREST

I OZALP CORPORATION

I VELUX ÇATI PENCELERİ

I SAYGIN AVUKATLIK BÜROSU

I DALFIN FİNANSAL KURUMSAL

İLETİŞİM

I MCS MÜHENDİS İNŞAAT YÖNETİM

I PROPLAN PROJE YÖNETİM

I ESTATER GAYRİMENKUL ÇÖZÜMLERİ

I REYSAŞ GYO

I MÜLK TAKİBİ

I MİOLLO GAYRİMENKUL SATIŞ

YÖNETİMİ

I ZOİ PARTNERS

I QUVARS INVEST

I RG GAYRİMENKUL İNŞAAT

I ERSA MÜHENDİSLİK MÜŞAVİRLİK

GYODER ve İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı

Enstitüsü İş Birliği

Birlikte Güçlüyüz

GÖSTERGE sayı 37

GYODER’DEN

Gayrimenkul alanında daha fazla akademik çalışma

hazırlanmasını teşvik etmek amacıyla GYODER ve İAV iş

birliğinde, Rönesans Gayrimenkul ve Servotel

sponsorluğunda düzenlenen ‘Gayrimenkul Lisansüstü Tez

Ödülleri Yarışması’nın ikincisi 9 Ekim’de sonuçlandı.

Jürisinde Dr. Ahmet Büyükduman, Prof. Dr. Ahmet

İncekara, Prof. Dr. Ali Hepşen, Arif Çağdaş Aydınoğlu,

Ender Güler, Prof. Dr. Gürsel Öngören, Dr. Levent Sümer,

Dr. Murat Berberoğlu, Dr. Raife Y. Eyiler, Prof. Dr. Selin

Gündeş, Doç. Dr. Serhat Başdoğan ve Prof. Dr. Yeşim

Aliefendioğlu Tanrıvermiş’in yer aldığı yarışmanın

birincisi “Türkiye’de Faiz Politikalarının Konut Talebine

Olan Etkileri: Bir Uygulama” başlıklı doktora tezi ile

Kemal Serdar Yılmaz olurken, Sibel Canaz Sevgen “Kitlesel

Değerlemede Makine Öğrenme Algoritmaları” doktora

teziyle ikinci, Zehra Çelik “Türkiye’deki Gayrimenkul

Yatırım Ortaklıklarının Performansında Çeşitlendirme

Etkisi” başlıklı yüksek lisans tezi ile üçüncü oldu. Jüri özel

ödülünün sahibi ise “Düzce İçin Bir Eşik Olarak Deprem:

Merkezdeki Konutların Tipomorfolojik Dönüşümü” başlıklı

yüksek lisans tezi ile Nisa Nur Özkan oldu.

GYODER 2. Lisansüstü Tez Ödülleri Sahiplerini Buldu

GYODER Tasarım Komitesi ve GYODER Genç iş birliğinde,

profesyonel hayata atılmaya hazırlanan mimarlık,

şehircilik ve tasarım fakültelerinde öğrenim gören

öğrencilere yönelik “Kente Dokunan Tasarımlar” teması ile

ulusal ve uluslararası ölçekte bu sene birincisi düzenlenen

GYODER Öğrenci Tasarım yarışması 6 Ekim tarihinde

sonuçlandı. Mimarlık, şehircilik ve tasarım fakültesi

öğrencilerine açık olan ve Envoy GY ile Kuzu Grup’un

sponsorluğu ile hayata geçirilen yarışmanın ödül töreni

19. GYODER Gayrimenkul Zirvesi’nde takdim edildi.

GYODER “Kente Dokunan Tasarımlar” Öğrenci Proje

Yarışması Tamamlandı

Değişen dijital trendler ve

güncel tasarım anlayışı

ile web sitemizi yeniledik.

Attığımız bu yenilikçi

adımın ikinci etabı olan

portalda ise üyelerimize

özel raporlar ve içerikler yer

alacaktır. Portal çok yakında

üyelerimizin kullanıma

açılacaktır.

Gayrimenkul ve inşaat teknolojilerini yakında takip etmek,

derinlemesine tartışmak, bilgi alışverişinde bulunmak

amacıyla, GYODER ve EurAsia Proptech Initiative iş birliği

ile buluşmaların ilkini düzenliyoruz. Bu kapsamda iç görü

dolu tartışmalar, yenilikçi girişim sunumları ve değerli

ağ kurma fırsatlarıyla dolu buluşma, 19 Kasım 2024

tarihinde Assembly Ferko Signature’da gerçekleştirilecektir.

Serhan Suzer ve Mete Varas ile Gayrimenkul ve Enerjinin

kesişimini ve bu sektörlerin günümüz ikliminde nasıl

dönüştüğü konuları ile 2024 TR Proptech Haritası

yayınlanacaktır.

Web Sitemiz Güncellendi

GYODER ve EurAsia

Proptech Initiative İş Birliği

ile Meetup Etkinlikleri

Made with Publuu - flipbook maker